Alex'le Kyu küçük havuz kaçamaklarından sonra sadece bir kaç defa kısacık görüşebilmişlerdi.
Kyu'nun yoğun iş hayatı görüşmelerine fırsat vermemiş işleri yüzünden okuldaki mezuniyet törenine bile katılamamıştı. İki ayrı program da sunuculuk ve turneler derken Kyu yu görmek artık Alex için imkansızlaşmıştı...
Alex'in burnunda tütüyordu Kyu. En son ailece kafeye geldiklerin de kasada dururken görebilmişti onu. İkisi de göz göze gelmemek için kendilerini sıkmışlardı... Bu arada Kyu sunuculuk yaptığı ikinci programdan ayrılmış azda olsa rahatlamıştı. Okulunu çok astığını fark edip, okuluna daha sık gider olmuştu..
Kyu'nun yoğun iş hayatı görüşmelerine fırsat vermemiş işleri yüzünden okuldaki mezuniyet törenine bile katılamamıştı. İki ayrı program da sunuculuk ve turneler derken Kyu yu görmek artık Alex için imkansızlaşmıştı...
Alex'in burnunda tütüyordu Kyu. En son ailece kafeye geldiklerin de kasada dururken görebilmişti onu. İkisi de göz göze gelmemek için kendilerini sıkmışlardı... Bu arada Kyu sunuculuk yaptığı ikinci programdan ayrılmış azda olsa rahatlamıştı. Okulunu çok astığını fark edip, okuluna daha sık gider olmuştu..
Okul onu rahatlatan, kafasını dağıtan yerlerden biriydi. Okulun hemen arkasında uçsuz bucaksız gibi görünen bir orman vardı en büyük gizli sığınağı oradaydı. Güvenlik görevlilerinin kaldığı eski barakayı ormanın içinde bir yere bırakmışlardı ve orayı terk edilmiş olarak bulan, yerini bilen sadece Kyu'ydu. Orası onun sesiz sakin sığınağı, dinlenme yeriydi ...
Zamanla Kyu orayı derleyip toplamış ufak tefek eşyalar getirip düzenlemişdi. Hatta okula gizlice soktuğu şaraplarını orada saklayıp aralarda kaçamak yaptığı da oluyordu. Alex Kyu'nun uzun zaman sonra okula döneceğini öğrendiğinde hem ona olan özlemine ve hasretine dayanamadığı için hem de haftalardır aramalarına ve mesajlarına cevap vermediği için, hesap sormaya okuluna gitmeye karar verdi.
Eski arkadaşı Anna'nında o okulda olduğunu hatırlamış Anna'ya ulaşıp ertesi sabah onun misafiri olarak kampüse girmeyi başarmıştı. Kyu'nun sınıfının bulunduğu bölüme gelmiş etrafta dolanıp onun gelmesini bekliyordu.
Kyu'nun gelmesini bekleyen Alex koridor da bir hareketliliğin olduğunu fark ettiğin de Kyu'nun geldiğini ya da bir olay olduğunu düşünüp, elinde telefonlarla sesizce koşturan kızların peşine düştü...
Zamanla Kyu orayı derleyip toplamış ufak tefek eşyalar getirip düzenlemişdi. Hatta okula gizlice soktuğu şaraplarını orada saklayıp aralarda kaçamak yaptığı da oluyordu. Alex Kyu'nun uzun zaman sonra okula döneceğini öğrendiğinde hem ona olan özlemine ve hasretine dayanamadığı için hem de haftalardır aramalarına ve mesajlarına cevap vermediği için, hesap sormaya okuluna gitmeye karar verdi.
Eski arkadaşı Anna'nında o okulda olduğunu hatırlamış Anna'ya ulaşıp ertesi sabah onun misafiri olarak kampüse girmeyi başarmıştı. Kyu'nun sınıfının bulunduğu bölüme gelmiş etrafta dolanıp onun gelmesini bekliyordu.
Kyu'nun gelmesini bekleyen Alex koridor da bir hareketliliğin olduğunu fark ettiğin de Kyu'nun geldiğini ya da bir olay olduğunu düşünüp, elinde telefonlarla sesizce koşturan kızların peşine düştü...
Onun bu halini gören Alex aramalarına cevap vermediği için kızmak yerine yanında olamadığı için, başını göğsüne bastırıp onun dinlenmesine yardım edemediği için kendine kızar olmuştu Sağ eli ile anlına vurup kendine söylenen Alex'i sınıfa girmek üzere olan bölüm hocalarından biri gördü ve:
'' Neden dışarıdasın? Sınıfa neden girmedin?'' dediğin de bozuntuya vermeden sınıfa sıvışan Alex, Kyu'nun yan tarafında ki sıranın en arkasına
sesizce geçmiş ders boyu kafası sırada dersi dikkatle dinleyen Kyu'yu izlemişti. Kalemiyle oynayışını not alışını dudaklarını büzüşünü büyük zevkle izlerken dudaklarına yapışmamak için kendini zor tutuyordu. Bu dünyada her şeye dayanırım ama onun dudaklarına asla diye düşünürken bir yanda da dudaklarını hasretle ısıran Alex iki şaşkın gözün kendisini izlediğini fark etti. Ve Kyu'nun olduğu yöne doğru döndüğünde uzun zamandır ona bakmasını beklediği gözlerin ona şaşkın ve dikkatle baktığını gördüğünde mutlulukla öpücük yollayıp sesizce "Hi" diyebildi.
Şaşkınlığını üzerinden atan Kyu gülümseyerek Alex'e bakmaya ve merakla telefonundan mesaj atmaya başlamıştı.
" Ne işin var burada ? "
" Nasıl girdin içeri ? " Gibi bir sürü soru soran Kyu'ya Alex'in cevabı.
" Dersini dinle sonra konuşuruz. " olmuştu.
Ama Kyu vazgeçmeden aynı soruları sorup durdu.
" Seni çok ama çok özlediğim için geldim. Dikkatini dağıtmak istemezdim şimdi gidiyorum sonra görüşürüz." Diyerek ayağa kalktı. Hocadan izin alıp sınıfı terk etti. Kyu arkasından hareketlenir gibi olmuş ama sınıftakilerin bakışlarını fark ettiğinde durmuştu ...
Alex daha fazla onun dikkatini dağıtmamak için sınıftan çıkmıştı ama aklı hala ondaydı ve Kyu sürekli mesaj atıyordu.
" Nerdesin?"
" Ne olur gitme seni görmek istiyorum sana ihtiyacım var."Sözleri üzerine
Alex " Kütüphanedeyim "diye mesaj atmış Kyu'da ona okulun bahçesinin arkasındaki ormanlık alanda onu beklemesini söylemişti.
Tamam mesajını alan Kyu heyecanla dersin bitmesini bekliyordu...
Okulun bahçesinden ormana doğru ilerleyen Alex kimisi sararıp düşmüş kimisi kızarmış yaprakların arasında dolanırken ormanın içinde ilerlemiş büyük bir çınarın altında oturmuştu. Gözleri kapalı müzik dinliyordu...
Tam karşısında onu izleyen Kyu'yu hissetmiş ama gözlerini açmadan onun kokusunu içine çekiyordu..
"Kokunu çok özledim." Dediğin de hala gözleri kapalıydı Kyu yüzünü okşadığı Alex'in dudaklarına özlemle yapışmıştı. Onun bu istekli öpüşüne daha büyük özlemle tutkuyla Alex'de karşılık vermeye başladı. Uzun uzun doyasıya öpüşen ikili nefes nefese dudaklarını ayırdıklarında Alex Kyu'ya bakıp gözleri dolu dolu hiç bir şey söyleyemeden boynuna sarılıp kokusunu içine çekiyordu.
Kyu Alex'in elinden tutup
"Biraz yürüyüşe ne dersin?" diyerek hızla oturduğu yerden kaldırdı. Ormanda birbirlerine kenetlenmişçesine sıkı sıkı sarılarak yürüdüler.
Ve Kyu Alex'i gizli sığınağına barakaya getirmişti. Alex şaşkınlıkla Kyu'nun anlatıklarını dinliyordu. Barakayı nasıl bulduğunu nasıl temizleyip adam ettiğini hevesle anlatan Kyu, sığınağında sakladığı tek bardağını ve bir şişe dolu şarabını çıkarmışdı. İkisi de aynı bardaktan birer yudum içerek hasretle birbirlerine sarılmış öpüşüyorlardı. Kyu'nun sol eli Alex'in tişörtünden içeri girmiş göğüslerini avuçluyorken Alex'in elleri de Kyu'nun kasıklarına doğru inmiş çoktan sertleşmiş olan aletini hevesle avuçlayarak okşamaya başlamıştı.Kyu, Alex'in boynundan göğüslerine doğru öpücükler kondurarak göğüslerini sıkıyordu, Alex'den çıkan ufak bir inlemeyle Kyu "Çok özlemişim seni" derken Alex hızla Kyu'nun tişörtünü çıkarmaya çalışıyordu. Uzun zamandır görüşememiş olmanın heyecanıyla ellerinin titremesinden bir türlü pantolonun kemerini düğmesini çözemeyen Alex'e
"Sakin ol ilk seferimiz değil ne bu heyecan!!!'' derken hınzırca gülümsüyordu.
Alex " İlk değil ama yakalanma riskimizin yüksek olduğu ilk yer burası ya biri bizi görürse hemde daha sana doymadan. Seni içimde hissetmeden, kokun her zerreme sinmeden, beni deli gibi inletip aklımı başımdan almadan ya biri gelirde sana doyamadan buradan ayrılırsak işte o zaman deliririm. Anladın mı neden heyecanlıyım.."
Elleri Kyu'nun kasıklarını sıkıyordu ve devam etti.
" Ben bu yaramazın beni deliye çevirmesini istiyorum Seninle bir bütün olmak istiyorum. Ya sen? " Diye bir soruyla karşılaşan Kyu yine o hınzır gülümsemesini takınıp bir eli ile Alex'in sol gözünün üzerine düşen saçlarını geriye doğru itip kulağına doğru eğildi.
"Asıl senin bu sabırsızlığın yok mu işte ona bayılıyorum ama en çokta seni sabırsızlandırmaya bayılıyorum." Diye konuşurken aynı zamanda Kyu'nun sol eli Alex'in göğüsleri arasından aşağı inmiş çoktan açmış olduğu pantolonu arasından Alex'in vajinasını avuçlamış parmaklarını içeri dışarı sokup Alex'e mastürbasyon yapmaya başlamıştı.
Kasılmaya başlayan Alex'in nefes alış verişleri de hızlanmıştı kulağının dibindeki adama.
"Kesinlikle seks şeytanısın sen." derken Kyu daha sert hareketlerle Alex'i uyarmaya devam ediyordu.
"Uuu sen şimdiden ıslandın mı sabırsız maymun.. Hayır daha oyunun başındayız. Korkma seni her zerrem de hissetmeden seni doyasıya tatmadan hiçbir yere gitmeyeceğim. Kimse bulamaz bizi şimdi sakin ol ve oyunumu bozma.."
Derken Alex'in daha derinlerine giren eli Alex'den boğuk bir inleme çıkmasına sebep oldu tüm vücudu yangın yerine dönen Alex
" Yangınımı söndürmeyecek misin sen ?" Derken Kyu'nun hiç dayanamadığını bildiği hareketi dudaklarını ısırmaya başladı...
Alex dudaklarının uyuşmaya başlamasından sonra fazla acı hissetmemeye başlamıştı. Kyu'nun dilini ağzının içine alan Alex vakumlarcasına emip bir yandan da o çok uğraştığı pantolon düğmesini açmayı başarmış sertleşen penisini avuçlamaya başlamıştı.
Kyu'yu kendine doğru çekerken dudaklarından ayrılan Kyu
" Ahh sabırsız maymun."
Alex'in sağ bacağını omzuna alıp hızla içine girmeye başlamıştı. Alex'den çıkan çığlığa Kyu bile inanamamış sağ eli ile hızla ağzını kapattı. Ağzını kapattıktan sonra yine aynı hızla içine girip çıkmaya başlamıştı.
Alex'in çığlıkları azalmış birlikte aynı tempoyu yakalamışlardı.
Kyu Alex'in kalçasını havaya kaldırmış köpek pozisyonuna getirmişti. Bel boşluğuna bardağındaki şarabın birazını döküp yalıyordu. Alex'in bel gamzelerine öpücük kondurup bardağındaki şarabı kalçasından aşağı döküp istediği kayganlığı elde eden Kyu, Alex'in kalçalarını sıkıp arkadan içine sertçe girmeye başlamıştı. Ağzından çıkan inlemelerle ve titremesiyle hızla kendine çevirdiği Alex'e '' Hayır tek başına zirveye çıkmak yok beraber çıkacağız'' derken Alex'in üzerine iyice yerleşen Kyu dudaklarına öpücük kondurduğu Alex'e :
"Her işinde böyle acelecimisin sen?" Diye söylenirken yavaş yavaş içine girip çıkıyordu. Alex ise nefes nefese :
"Hayır. Sen varsan yanımda bütün dünyam değişiyor." derken boğuk bir inleme dökülmüştü ağzından ve devam etti :
" Beni çölde susuz bırakmaya bayılıyorsun demi? " derken Kyu'nun yüzündeki hınzır gülümsemesine
" İşte bu gülümsemene hem bayılıyorum hem gıcık oluyorum." deyip dudaklarına yapıştığı Kyu Alex'in üzerinden kalkıp doğrulduğunda Alex'den
"Hayır şimdi kalkamazsın beni bu şekilde bırakamazsın." derken ki haline dayanamayan Kyu kahkahayı basmıştı.
Şaşkınlıkla Kyu'ya bakan Alex kızarmış hatta kızmıştı yana doğru uzanıp şarap şişesini alan Kyu
"Susuzluğunu dindirmek istedim." derken elindeki şişeyi gösterdi.
Alex'in ağzına biraz şarap veren kyu kızdığını fark etmişti. Dudaklarından akan bir damla şarabı dili ile yalayan Kyu
"ımmm şarabın tadı bile senin teninde daha da güzelleşiyormuş. Madem çikolata sosumuz yok bizde şarap içeriz dudaklarından." derken
Önce Alex'in dudaklarına döktüğü şarabı emerek içen Kyu daha sonra göğüslerine döktüğü şarabı dili ile yalamaya başlamıştı. Göğüs uçlarını emip ısırıyordu.
Kyu'yu üzerinden çevirip altına alan Alex
"İş başa düştü'' diyerek
Şarap şişesini kafasına dikip büyük bir yudum aldıkdan sonra Kyu'nun dudaklarından oda içmeye başladı. Kyu'nun yanına uzanan Alex sol kulağını emdiği sırada Kyu'nun ne kadar gıdıklandığını fark etti.
Daha sonra Kyu'nun yarasını her gördüğünde içi parçalansa da yarasını öpüp okşaması ilgi göstermesinden çok hoşlandığını biliyordu. Bilerek yarasına şarap döküp öpücükler kondurarak okşamaya başladı. Kafasını kaldırıp Kyu'nun ona yaptığı hınzır gülümsemeyi yüzüne takınıp daha da aşağılarına kasıklarına kadar inen Alex, Kyu'nun aletini elleri ile sıkıp emmeye başlamıştı.
Artık alta kıvranan Kyu'yuydu ve bundan Alex çok zevk alıyordu. Kyu'dan çıkan boğuk iniltiler Alex'i daha çok tetiklese de Kyu elleriyle tutup kendine çektiği Alex'i altına almış hızla içine girmeye başlamıştı.
Alex
"Çok sabırsızsın." derken intikam alırcasına sırıtıyordu. Kyu şeytanca bakışlarında birini atıp sol eli ile de Alex'in ağzını kapatmıştı. Alex neler olacağını tahmin edercesine kendini tamamen ona bırakmış Kyu hızla en derinine kadar giriyordu, daha önce hiç hissetmediği bölgelerinin acısıyla hazıyla dolup taşıyordu Alex.
Çığlıklarıyla hızlı nefes alışlarıyla bir bütün olmuşlardı artık Alex'in ağzının üzerindeki elini kaldıran Kyu ile beraber sarsılarak boşaldılar ikisi de nefes nefese kalmış iç içe üst üsteydiler. Alex'in sol boynuna kafasını gömen Kyu kafasını kaldırıp saçlarını okşarken dudaklarını öptüğü Alex'e
"iyi ki hayatıma girdin." diyerek kendini yana doğru atmıştı.
Alex
"Woaaww muhteşem'din Evilprince tadı damağımda kaldı." derken ikisi de yerde bir bütün olmuşcasına sarılı halde dakikalarca güldüler ...
"Woaaww muhteşem'din Evilprince tadı damağımda kaldı." derken ikisi de yerde bir bütün olmuşcasına sarılı halde dakikalarca güldüler ...
Alex üzerine tişörtünü giyerken bir yandan da
"Derslerini de kaçırdın çalışkan, örnek öğrenci Kyu yakıştı mı bu şimdi sana." derken sırıtıyordu.
Tişörtünün içinde kalan uzun dalgalı saçlarını çıkaran Kyu Alex'in saçlarını ayırıp
"Kimin yüzünden buradayım acaba?" diye söylenirken Alex'in anlının tam ortasına şaplağı yapıştırmıştı.
"Kimin yüzünden buradayım acaba?" diye söylenirken Alex'in anlının tam ortasına şaplağı yapıştırmıştı.
Alex şaşkınlıkla
"Neydi bu? Sabahki oyunun intikamımı?"
"Neydi bu? Sabahki oyunun intikamımı?"
Kyu :
"Sabah seninle oyun oynamadım ki?"
"Sabah seninle oyun oynamadım ki?"
Alex
"Öyle mi canım. Tam karşında senin tüm askerlerini kaleni patlatan Bay King duruyor Bay Game Gyu." diyerek kendisine şaşkın şaşkın bakan Kyu'nun dudaklarına yapışıp kocaman bir öpücük bırakıp:
"Öyle mi canım. Tam karşında senin tüm askerlerini kaleni patlatan Bay King duruyor Bay Game Gyu." diyerek kendisine şaşkın şaşkın bakan Kyu'nun dudaklarına yapışıp kocaman bir öpücük bırakıp:
'' İyi ki hayatıma girdiniz Bay GameGyu." diye gülümserken anlının ortasına ikinci şaplağı yiyen Alex gözlerini kocaman açmış Kyu'ya bakarken üçüncü şaplağı da yiyince dayanamayıp :
"Ne yapıyorsun yaa." diye sorular sormaya başladığı sırada Kyu iki omzunu da tutuğu Alex'e doğru eğilip.
"Birincisi benimle uğraştığın için hem o an çok şirin görünüyordun o yüzden vurdum."
"İkincisi sahte isimlerle kendini tanıtmadan benimle oyun oynayıp beni kandırdığın içindi."
"Üçüncüsü ise benimle dalga geçtiğin içindi." derken sağ elini kaldırıp tekrar yapıştıracakken Alex'in gözlerini sımsıkı yumduğunu gören Kyu gülümseyerek anlına kocaman bir öpücük bırakıp göğsüne bastırarak sarıldığı Alex'e :
"Senin aramalarına mesajlarına cevap vermiyorsam bil ki seni çok özlediğimden eğer senin sesini duyarsam dayanamam anlıyor musun?" derken daha da sıkıca birbirine sarılan ikili uzun uzun öpüştükten sonra ormanda el ele yürümenin keyfini çıkartıyorlardı.Hikaye: B.B
Düzenleme ve katkılarından dolayı Sinem'e Teşekkürler...